Hayatta herkes kendi hakkına razı olmuyor. Başkasının hakkını gasbetme meylinde olanlar da vardır bu âlemde. Böyle zalim kimseler kaba kuvvetlerine güvenirler, muhataplarının zayıflığından cesaret alır, masum ve kimsesizliklerinden şımarırlar.
Bu gibi kaba kuvvetli kimselere karşı masum adamın elinden gelen tedbirleri aldıktan sonra Allah’a sığınıp ilticada bulunması, Peygamberimiz’in tavsiye buyurduğu duâyı okuyarak belânın önünden sapması en uygun hareket tarzıdır. Böylece inşaallah maksadı daha kolay hâsıl olur, zalim de zulmünün karşılığını başka bir yerden alır, lâyıkını bulur. Peygamberimiz kaba kuvvetiyle hareket eden zalime karşı şöyle duâ etmeyi tavsiye buyurmuştur:
“La ilahe illallahü’l-halîmü’l-hakîym. Sübhanallahi Rabbi’s-semâvâti’s-seb’i ve Rabbi’l-arşi’l-azîm. Lâ ilâhe illâ ente azze câruke ve celle senâ’ük.”
Baskı ve terörle muhatabını yıldırarak yalan beyanda bulundurmak isteyene karşı, Efendimiz şu duâyı da tavsiye buyurmuştur:
“Raditü billahi Rabben ve bi’l-İslâmi dînen. Ve bi Muhammedin aleyhisselâmu Nebiyyen ve bi’l-Kur’ani Hakemen.”
“Ben Allah’ı Rab, İslamı din, Muhammed Aleyhisselam’ı da Nebi, Kur’an’ı ise bütün işlerimde hakem olarak kabül ettim ve bunlara gönülden razı oldum. Sen bana ne söyletmek istersen iste, bu inancım asla değişmez, bu hakikat tebdil olmaz.”
Hayati tehlike olunca inancının zıddını söyleyen insana bir şey lazım gelmez. Ama hayati tehlikede olmayan kimse basit tehditlerle inancının zıddını söylememelidir. Bu duâyı okuyarak geçiştirmelidir.

