Hayatın gayesi, imanlı olarak yaşamak, İmanlı olarak da ölmektir. İmanlı olarak yaşanmış, imanlı olarak da ahirete göçülmüşse hayat gayesini bulmuş, hedefine varmış demektir. Ancak, iman boş lafla. kuru sözle korunmaz. İmanı koruyup hayatı gayesine erdirebilmek için imani bilgileri çok kuvvetli almak, şöyle, böyle laflarla imanda şüpheye düşmeyecek seviyeye çıkmak lazım dır. Bunun için de imani eserleri devamlı okuyarak imanı taklidden tahkike yükseltmek, yanlış yazı ve beyanla sarsılmayacak hale getirmek gerekir.

İslâm büyükleri hayatları boyunca imanı kuvvetlendirme gayret ve azminde olmuşlar, inancı sarsacak günahlardan, söz ve hareketlerden şiddetle uzak kalmışlar, bütün gayret ve azimlerini imanı kuvvetlendirecek şeylere tahsis etmişlerdir. Dini kitapları bunun için çok okumuşlar, dindar insanlarla bunun için yakınlık kurmuşlardır.

İmanı kuvvetlendirme gayret ve azmine bir başka ibâdet usulünü de ilave eden mâneviyat büyükleri, akşamla yatsı arasında iki rekat namaz kılmayı da adet edinmişlerdir. Her rekatta Fatiha’dan sonra Ayete’l-Kür-siyi. (Kul yâ Eyyühelkäfirun) süresiyle yedişer (İhlas), birer (Kul eüzü bi-rabbi’l-felâk) ve (Nâs) sürelerini okumuşlar. Namazın sonunda da şu dua ile imanı muhafaza için Allah’a yalvarmışlardır.

“Allahümme innî estevdiuke dinî ve imanî. Fahfazhü aleyye fi hayatî ve inde vefati ba’de memati. Birahmetike yâ erhamerrâhimîn.”

“Ya Rab, dinimi, imanımı sana emanet ediyorum. Sen hayatımda, hayatımın bitimi anında ve bitiminden sonra da imanımı muhafaza eyle, rahmetinle himayene al. Sen merhametlilerin merhametlisisin Allah’ım.”

Bu yazıyı ne kadar faydalı buldunuz?

Oy vermek için yıldıza tıklayın!

Ortalama oy 0 / 5. Oy verme sayısı: 0

Henüz oy yok! Bu gönderiyi oylayan ilk kişi olun!

By Leadtek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir