Bilindiği üzere bütün kötülüklerin menşei ve mahzeni insanın kendi öz nefsidir. Her ne günah ve kusur vuku bulursa bilinmeli ki, nefsin bir oyunu, bir hiylesi, bir aldatmasıyla vâki olmuştur.
Bunu böyle bilen insan, kendi âleminde nefsin hiyle ve desiselerine karşı ciddi bir iltica mekanizması kurmalı, her kızgınlık ve günah anında nefsin faaliyete geçtiğini, yine bir günah ve kusur işleteceğini hatırlamalı, hemen nefsin şerrinden Allah’a sığınma duasını tekrara başlamalıdır.
Peygamberimiz bizim her mevzuda örneğimiz, rehberimizdir. Onda bile bu hususun te’yid ve te’kidini görmekteyiz. Bize örnek olarak yaptığı nefisten sığınma duâsı şöyledir:
“Allahümme lâ tetrüknî ilâ nefsî, tarfete aynin.”
“Allah’ım, göz açıp yumuncaya kadar beni nefsimin isteğine terketme.”
Evet, her türlü günah ve kusurlardan âzâde olan Resülüllah’ın nefis hakkındaki duâsı böyledir.
Yūsuf Aleyhisselâm’ın duâsı da bundan başka değildir. Onu bir günahla ittiham ettikleri zaman verdiği cevab şöyle olmuştur:
Ben nefsimi böyle hâllerden âzâde sayıp temiz tutmuyorum. Nefis böyle şeyleri ister ve fırsat bulursa hemen yapar. Ancak Rabbim, beni korudu. Nefsimin böyle bir günahı işletmesine imkân vermedi.
Peygamberlerin, nefsi her türlü kötülüğe müsaid görmeleri bize bir şeyler fısıldamalı, bizim nefsimizin birkaç bin misli onlarınkinden fazla kötülük meylinde olduğunu hatırlayarak daha çok Allah’a iltica etmeli, nefse karşı uyanık ve dikkatli olmalıyız.
– Allah’ım, göz açıp yumuncaya kadar bizi nefsimizin eline terketme! Hidayetinle muhafaza eyle!

