Bilindiği üzere kadınlar her ay muayyen hâle maruz kalırlar. Bu halde iken namaz kılamaz, oruç tutamaz. camiye giremez, Kabe’yi tavaf edemezler. Ancak, her namaz vaktinde sanki namazdaymış gibi seccadesini serip üzerine oturarak tevbe, istiğfar etmesi, bildiği duâları okuması, bulunduğu halin hakkında hayırlı olmasını dilemesi, güzel bir İslamî âdet olur, bu hali nafile namaz kılmış sevabı kazandırır. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

– Muayyen hâldeki kadın namaz vakitlerinde (70) defa tevbe estağfirullah, diyerek günahlarına tevbe etse, bir rekât nafile namaz kılmış sevabını hak etmiş olur. Hem de yetmiş günahı afvolur, istiğfar harfleri sayısınca da kendisine nûr verilir.

Diğer bir hadislerinde Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

-Hayızlı kadın bu halde iken:

“Tebârekallahü ahsenü’l-Halikin. Allahümme barik fihi” diyerek dua etse. Allah ona Cehennem’den kurtulma beraatı verir.

Bu duâyı şu şekilde de ifade edebilir:

“Ya Rab, sen ne yaratmış, ne halketmişsen o güzeldir, hayırlıdır. Çirkin görünse de güzeldir. Bulunduğum hâli, hakkımda hayırlı eyle. Sıhhatime, huzuruma ve günahlarımın afvına sebeb kıl. Beni zamanın fitne, fesadından muhafaza eyle. Dini vazifelerimi eksiksiz yerine getirme aşk ve isteğini gönlümde sabit eyle. İslâmi hayattan ayırma. Âile fertlerimin itibarını yücelten hayatta beni daim ve kâim eyle…”

Ay hâlindeki kadının namaz vakitlerinde bir seccadeye oturup böyle tevbe, istiğfar haline girmesi nafile namaz sevabı kazandırdığı gibi, farz namazına olan alâka ve sevgisini de canlı tutar, ruhen dinlenip mânen huzur bulmasına da vesile olur.

Muayyen Haldeki Kadına Haram Olanlar

Muayyen halde olan kadına şu sekiz şey haramdır. Bu hal bitinceye kadar bunları yapamaz:

1- Farz olsun, nafile olsun namaz kılamaz.

2- Bir tek âyet dahi olsa Kur’an okuyamaz.

3- Bir tek âyete olsun elini dokunduramaz, Mushafı eline alamaz.

4- Camiye ve mescidlere giremez.

5- Hacda ise Kabe’yi tavaf edemez.

6- Oruç tutamaz.

7- Nikahlısıyla ailevi yakınlıkta bulunamaz.

8- Nikâhlısı avret yerlerine dokunamaz.

Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:

Ay halindeki kadınla, cünüb insan Kur’an dan bir tek âyet olsun okuyamazlar.”

Çocuk doğumundan sonra (Nifas) günlerindeki kadın da, aynen ay halindeki kadın gibidir. Kur’an okuyamaz.

Ancak, bu hallerdeki kadınlar, dua okuyabilirler. Duâ mânâsına gelen ayetleri de dua niyetiyle okumaları câizdir

Nitekim Kur’an’da geçen:

“Rabbenâ, âtina, fi’d-dünya haseneten ve fi’l-ahi-reti haseneten ve kınâ azâbe’n-nâr” âyetini dua maksadıyla okumaları caiz görülmüştür.

“Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi Cehennem’in ateşinden koru…”

Şu kadarı da var ki, ay hali ile nifas halindeki kadının Kur’an’a gözle bakmalarında mahzur yoktur. Zira bulundukları hal. gözlerine sirayet etmez. Nitekim bu halden çıkmak için guslederken de gözlerinin içini yıka maları gerekmez. Zira göz, bedenin iç kısmına dahildir yıkanması gereken dış kısmından sayılmaz. Göz bebeğine lens yerleştirmiş kimse de bu sebeble gusülde lens çıkarması gerekmez.

Demek oluyor ki:

– Cünüb, hayız, nifas durumunda olanlar, Kur’an Kerim’i okuyamazlar. Lakin okunan Kur’an-ı Kerim’i mevlid-i şerîfî, yapılan duaları dinler, el açıp amin diye bilirler. Mescid dışındakı evlerde yahut sahralarda yapılan vaazlara, nasihatlara iştirak edebilirler. Yağmur dualarına katılabilirler. Hasta ziyaretine gidebilirler. Tesbih çekmelerine, zikir ve dua meclislerinde bulunmalarına engel olunmaz.

Peygamberimiz bir hadislerinde, bu halde olanların hayırlı yerlere gitmelerinin mahzuru olmayacağını beyân buyurmuşlardır.

Bütün bu müsaadelere rağmen, yine de muayyen halde olanlar Kur’an’a bakma hususunda dikkatli olmalı gereken hürmet ve tâzimin zedelenmemesi için sadece dinlemekle iktifa etmeli, yakından bakıp, el tutmaya kalkışarak hürmet ve tâzimin kırılmasına yol açmalılar.

By Leadtek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.