“Allâhümmağfirlî mâ kaddemtü ve mâ ehhartü ve mâ esrartü ve mâ a’lentü ve ma esraftü ve mâ ente a’lemü bihi minnî. Ente’l-mukaddimü ve ente’l-muahhiru, lâ ilâhe illâ ente. Allâhümme innî eûzü bike min azâbi cehennem ve min azâbi’l-kabr ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât ve min fitneti’l-Mesîhi’d-deccâl. Allâhümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran, ve innehü lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente, fağfirlî mağfireten min indik verhamnî, inneke ente’l-gafürü’r-rahîm.”

“Allahım! İşlediğim ve henüz işlemediğim, senin benden çok daha iyi bildiğin gizli açık bütün günahlarımı ve aşırılıklarımı bağışla. Öne alan da sen, erteleyen de sensin. Senden başka ilâh yoktur. Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, Mesîh-i Deccâl’in fitnesinden sana sığınırım. Allahım! Ben (günah işleyerek) kendime çok yazık ettim. Doğrusu günahları ancak sen bağışlarsın. Beni kendi katından bir mağfiretle bağışla. Bana merhamet eyle. Doğrusu sen bağışlayan ve esirgeyensin.”

By Leadtek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.