Diğer nimetler gibi yeşil meyve ve mahsuller de Rabbimizin bizlere lütuf ve ikramıdır. Mevsimi gelince yoktan var olan taptaze meyveler, pazar ve manavların vitrinlerini doldurur, hasıl ettikleri gıda ve lezzetleriyle bizleri memnun ederler.

Bu meyvelerin ilkini görünce hemen düşünmeli, şuurlu şekilde bir tefekküre girmeli; nimetten, nimeti vereni hatırlamalı, bu hatırlamadan sonra O’na hamdimizi yapmalıyız. Resûl-i Ekrem Efendimiz de böyle yapardı. Taberânîde geçen bir hadîsten öğrendiğimize göre Efendimize yeni yetiştirilmiş bir meyve getirilince onu alır. şöyle tefekkürle bakar, bu güzel ve tâze nimeti veren yüce Rabb’a hamd ve şükürler eder, bundan sonra da bu meyveyi, yanında bulunan küçüklere ikram eder ve şöyle derdi:

“Allahümme kemâ raeytenâ evvelehü, fe-erinâ âhirehû.”

“Allah’ım, bu meyvenin evvelini gösterdiğin gibi, ahirini de göster, bizleri o zamana da eriştir.”

Demek ki yeni yetişen mahsul ve sebzeleri görünce tefekkürle bakacak, bu güzel nimetleri bahşeden Rabbimizin ihsanına karşı minnet ve teşekkür borcumuzu hatırlayacağız. Ta ki nimet gördüğü şükürle ziyadeleşsin, çoğalsın. Şayet nimet şükür görmez, takdir edilmezse Rabbimiz verdiğini alır, kıtlık ve kuraklıkta mahrum kalmaya müstehak oluruz.

Bu yazıyı ne kadar faydalı buldunuz?

Oy vermek için yıldıza tıklayın!

Ortalama oy 0 / 5. Oy verme sayısı: 0

Henüz oy yok! Bu gönderiyi oylayan ilk kişi olun!

By Leadtek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir